“Riboxyl™ (Ribose), hücrelerin enerji molekülü ATP’nin yapı taşı olan doğal bir şeker türevidir. Cilt hücrelerinin enerji üretimini destekleyerek yorgun ve mat cilt görünümünü canlandırmaya, ince çizgi ve kırışıklıkların görünümünü azaltmaya, elastikiyet ve sıkılık kaybına karşı kullanılan bir anti‑aging aktiftir. Düzenli kullanımda kırışıklık görünümünü azaltmaya, cildi daha dolgun, pürüzsüz ve aydınlık göstermeye yardımcı olur.
Nedir ve nasıl çalışır?
- Ribose; Lucas Meyer (Clariant) tarafından ticari adı Riboxyl™ olarak sunulan, mısırdan fermente edilen doğal D‑riboz pentoz şekeridir.
- Mekanizma: Riboz, ATP’nin yapısal parçasıdır ve düşük oksijen/strese maruz kalmış hücrelerde de novo ATP sentezini uyarır; bu sayede fibroblastlarda mitokondriyal ve sitozolik oksijen tüketimi ile ATP düzeyini artırır.
- Enerji ve matriks etkisi: Hücresel respirasyonu artırarak kolajen, elastin ve GAG sentezini destekler; bu da doku dolgunluğu, esneklik ve kırışıklık derinliğinde azalma ile sonuçlanır.
Klinik ve in‑vivo bulgular
- 0,5% D‑ribose içeren losyonla 14 ve 28 günlük çalışmada, yüz kırışıklık toplam alanında yaklaşık %12,2 azalma; kırışıklık uzunluğunda 14 günde %9,1, 28 günde %17,6 azalma rapor edilmiştir.
- Aynı çalışmada katılımcıların %67’si ciltlerini daha ışıltılı ve “parlak” olarak değerlendirmiş, ton ve doku skorlarında iyileşme saptanmıştır.
- Lucas Meyer datasheet’ine göre Riboxyl™, 14 günde kırışıklık görünümünü azaltıp elastisiteyi ve cilt kalitesini artıran, erkek ciltleri dahil anti‑aging, energizing, firming ve “radiance/ glow” formülleri için önerilen bir aktiftir.
Güvenlik ve kullanım
- D‑ribose vücutta doğal bulunan bir şeker olduğundan toksikoloji profili oldukça olumludur; topikal D‑ribose çalışmalarında anlamlı irritasyon veya duyarlılık bildirilmemiştir.
- Riboxyl™, koruyucu içermeyen, suda çözünen, kokusuz bir toz olarak tanımlanır; tipik kullanım oranı %0,5–3 aralığındadır ve hem yüz hem vücut hem de saçlı deri ürünlerinde kullanılabilir.
- Güneş kreminde Riboxyl™ . UV ve çevresel stres sonrası azalan hücresel enerjiyi geri kazanmaya destek olarak bariyerin kendini onarma kapasitesini güçlendirir. Bu sayede SPF sadece “koruyan” değil, aynı zamanda güneş maruziyetiyle yorulan cildi daha hızlı toparlayan, esneklik ve canlılık kaybını hedef alan bakım odaklı bir güneş kremi deneyimi sunar.
- Tartışma noktası: Bazı bağımsız değerlendirmeler ribozun kozmetikteki anti‑aging kanıtlarını “sınırlı ama ümit verici” olarak nitelendirir; in‑vitro ve kısa dönem klinik veriler mevcut olsa da uzun dönem, geniş ölçekli çalışmalar sınırlıdır.
Kaynakça
